4 Ocak 2014 Cumartesi

Beyler dikkat!

Bir Türk atasözü erkeklere der ki, “içmediğin rakının, tutmadığın takımın, sevmediğin kadının muhabbetini yapma!” Gerçi günümüzde beyler sadece futbol, araba ve online bilgisayar oyunlarından ya da teknolojik ürünlerden başka bir şey hakkında konuşamıyorlar. Ama haksızlık etmeyelim hepsi öyle değil şükür. Evet girişten anlaşılacağı üzere bugünkü mevzumuz erkekler ;) Beyler lütfen sinirlenmeden okuyun. Çevrenize bir göz atarsanız haklı yönlerimi görürsünüz.

Bir çok kız arkadaşıma erkekleri sorduğumda neredeyse hepsi erkeklerin “ter kokusu, ayak kokusu ve istenmeyen kıllardan” oluşan kombolarından rahatsız. Hayır merak ediyorum o sarı bakımsız dişlerinizle çok çekici güldüğünüzü ve aklımızı başımızdan aldığınızı mı düşünüyorsunuz. Ter ve ayak kokunuzla “başımızı döndürdüğünüz” gerçeğini göz ardı etmiyoruz tabi ki de!!!  
Giyim konusunda halini içler acısı zaten. Düşük bel pantolon giyinip boxer külotlarınızı gösterince seksapeliniz beşe katlanıyor sanıyorsanız aldanıyorsunuz. Bundan daha iğrenci pipinizi belli edecek kadar dar kot giyinmeniz. Aman Allah’ım evlerden ırak! Birazcık kas yapınca giydiğiniz daracık tişörtlere ne demeli? Bir de baston yutmuş gibi yürüyorsunuz ya, inanın çok aptal görünüyorsunuz. Geyikli tayt giyen koca popolu kızlardan bir farkınız kalmıyor. Ha bir de unutmadan, göğüs dekoltesi kadınlara yakışır, v yaka tişört giyinip göğsünüzden fışkıran kılları mal beyanı gibi sunmanız size bir şey kazandırmaz, aksine iticiliğinize iticilik katar. O kılları jiletle tıraş ederek sanatsal bir çalışma yaptığını düşünen beyler sizin bu fantastik eserinizi yorumlayacak söz bulamıyorum zaten! Bir kutu jöleyi kafanıza bulayıp pırıl pırıl kalıp gibi saçlarla dolaşanlar bana kimi hatırlatıyor bilin bakalım :)  Saç konusuna girmişken eklemeden geçemeyeceğim lütfen boyatmayın saçlarınızı. Hafif kırlaşmış saçlar erkeğe cazibe katar (bkz. Pretty Woman, Richard Gere ekolü). Çok rica ediyorum bakamayacaksanız o saçları uzatmayın, hadi uzattınız diyelim yağlı saçlarla sokağa çıkmayın. Ellerinize biraz bakım yapmak çok zor değil. Sık sık yıkasanız, biraz nemlendirici sürseniz. E bir zahmet kesin şu tırnakları. Arasına kir dolunca kızlar elinizi tutmak için sıraya girmiyor. Uzattığınız o serçe parmağının da gitar çalmak için değil kulak pisliğinizi temizlemek için olduğunu da biliyoruz. Kulak çubuğu diye bir şey var bilginiz olsun. Temiz olmak o kadar zor değil hani. Günlük duş almak en fazla on dakikanızı alır. Bir de çoraplar günlük değiştirilmelidir. Akşam yatmadan önce çorabı çıkarıp koklayıp ona göre ertesi gün tekrar giyinmeyin. Size misk gelen koku bize çürümüş peynir gibi kokabilir. Bakımsız olmak bir marifet değildir lütfen! Kişisel hijyen önemlidir.  Tabi bokunu da çıkarmayın. Tırnağına parlatıcı süren, kaş aldıran erkek fazlaca efeminedir.

Biraz da hal ve tavırlarınıza bakalım. O bacaklarınızı ayırarak oturmanız yok mu? Özellikle de toplu taşımada rahat rahat evinizdeki koltukta oturur gibi yayılımcı tavır nedir arkadaş? Neyin travması bu? Çıkmayın insan içine yahu! Ulu orta yerde elinizi apış arasına atıp kaşınmayın. Mahremiyet diye bir şey var. Kapalı bir yer bulun. Mide bulandırmayın lütfen.

Çocukluğunuz boyunca anne babanız tarafından pohpohlanarak büyüdüğünüz için kendinizi bir şey sanmayın ve etrafınızdaki bütün kadınlardan da bunu beklemeyin. Dünyanın merkezi siz değilsiniz ve kimse sizi şımartmak zorunda değil. Canınız şımartılmak istiyorsa ananızın dizinin dibinden ayrılmayın ya da parayla birini tutun sizi pohpohlayıp dursun. Mevzu annelerinizden açılmışken eşinizi ya da sevgilinizi annenizle kıyaslayıp durmayın. Anne ve eş/sevgili arasındaki farkı kavrayın. Bizden sizi anneniz gibi sevmemizi beklemeyin. İşlevlerimiz farklı bir kere. Bir de ota boka annenizi koruma moduna girmeyin. Annesinin kuzusu tavrınızı da bırakın.

Kadınları evlenilecek kadın eğlenilecek kadın diye sınıflandırmayın. Duyguları, onuru, gururu, haysiyeti olan varlıklarız biz de ezmeyin. Türk tipi empati yapıyorum “sizin ananıza bacınıza böyle davransalar naparsın?”. Topluluk içinde eşinizi/sevgilinizi bozmayın, küçük düşürmeye çalışmayın. Varsa bir meseleniz bire bir konuşarak halledin. Her zaman her şeyi mükemmel yapamayabiliriz. İnsanız, hatalarımızla varız.

Etrafınızdaki kadınların hepsi sizinle evlenmek için deli divane olmuyor ya da size gülümseyen her kadın size iş atmıyor bunu da bir yere not ederseniz iyi olur. Kadınları sizin zevkinizi giderecek, hizmetinizi görecek, beyinsiz varlıklar olarak görmeyin.  İltifat ederek baştan çıkaracağınızı, kendinize aşık edebileceğinizi düşünmeyin. Bir kadını elde edene kadar bin bir türlü yalan söyleyip sonra başka kadınlara sarkmayın. Kadınlardan daha akıllı ya da daha güçlü değilsiniz. Küfretmenin kadınlara yakışmadığını düşünürken siz de ulu orta küfretmeyin. Küfretmek, dayılanmak erkeklik değildir.

Cebinde biraz parası olanlar da harcamalarınızdan bahsedip durmayın. Hava atıyor olmanız sizi itici yapıyor. Hayat bindiğiniz araba, giyindiğiniz marka, takıldığınız mekan değil. Biraz kitap okuyun, birkaç şiir ezberleyin. Gazeteleri spor sayfasından ibaret sanmayın.
Hep söylenir kadınlar kendilerini güldüren erkeklerden hoşlanır diye. Evet bu doğru ama mizahi yeteneğiniz yoksa esprili görüneceğim diye komik duruma düşmeyin çok rica ediyorum.
Eşinizin/sevgilinizin pms dönemlerini takip edin. Hormonlarımız bizi o dönem çekilmez hale getiriyor biliyorum ama o günler biraz huyumuza gitseniz, idare etseniz ölmezsiniz. Atlatacağımız bir dönem, birkaç güne kaos geçer.

Sırf pipiniz var diye dünyanın sahibi değilsiniz. Unutmayın siz de bir kadından var oldunuz. Empati lütfen.

2 yorum: