19 Aralık 2013 Perşembe

Bir daha inananı öpsünler!

“Tanrım siz dostlarımdan koruyun, düşmanlarımla ben başa çıkarım.” Voltaire

Altında bir dost imzası olan, yemesi kolay hazmı zor dünyanın en pahalı yemeğidir kazık.

Bir de yüzüne gülüp, gözünün içine baka baka enayi yerine koyarak ikram edildiyse işte o vakit tadından yenmez. Aldığınız tat bir ömür yeter size. Arkadaş, dost olarak gördüğün insanın aslında ne kadar farklı olduğunu öğrenmiş olursun. Bir de iyi yönünden bakmak lazım, insanları tanımak gibi bir avantajı vardır yediğiniz kazıkların bu sayede insanları ait oldukları yere koymayı öğrenirsin. Onurunla, şerefinle hayatını sürdürmeye çalışırken arkandan çevrilen Bizans oyunları sonunda aydınlanma yaşarsın. Yolunu ona göre çizersin.

Aslında iyi niyette hatta biraz daha ileri gidiyorum “salaklık” ta mastır derecesi yaptıysan yüzüne güleni dost sanır, kimseden bir kötülük beklemezsin zaten. Hiç beklemediğin insanlardan yersin kazığı. Ağlarsın, sızlarsın, sinirlenirsin, boğazın düğümlenir laf söyleyemezsin, içine atar sinirden kudurursun, kendini aptal gibi hissedersin ama ne çare sessiz sedasız hissettirmeden girmiştir kazık ve çıkarken acıtmıştır.

Hem yediğin kazık senin sorumluluk alanındadır. O kişiyi kendine o kadar yaklaştıran sensin. Senin bütün iyi niyetine karşın nankörlük yapıldıysa, bunu sen kendine layık gördüğün yüzüne gülene inandığın için, iyi niyetli olduğun içindir. Onu sen seçtin, sen değerlendirdin. Sen kendi yargı yeteneğini kullanamadın.

Hayat dediğimiz şey yediğimiz kazıkların bileşkesidir o yüzden her insanın tecrübe etmesi gerekir. Neden her insanın tecrübe edinmesi gerekiyor diye sorarsanız, kazık atan kişinin gizli kalmış, fark edilmemiş bir yönünün ortaya çıkmasıyla hayatın boyunca unutamayacağın bir darbe yemişsindir. Bundan sonra çok sevdiğin, çok yakın olduğun birine bile güvenemezsin, söylediklerine inanmazsın çünkü sonrasında aptal konumuna düşeceğini bilirsin. Hayata karşı gardını alırsın bu aşamadan sonra çünkü çevrenizdekiler de sana söylenen yalanı, yediğin kazığı bildiğinden sana karşı yalan söylerken bir kere daha düşünmeye gerek duymaz. Sonuç olarak kimseye güvenilmeyeceğini öğrenirsin, insanlarla arana duvarlar örersin. Bence bu kayıp değil, kazançtır.

Eh bu saatten sonra “afiyet olsun” şekerim.

Bundan sonra hayat mottonuz “ben bana yeterim, kalanını skrm” olsun canlar.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder